Sevdiğiniz erkeğe güveniniz tamdır ama bazen onu yitireceğinizi düşünürsünüz. İşte bu korkular, sizi zamanla mutlu evliliğinizi bitirmeye kadar bile götürebilir.
Sevdiğiniz insanı kaybetme korkusunu, herhalde tanımayan kadın yoktur. Kim ister mutluluğundan vazgeçmeyi, yalnız kalmaktan korkmayı, gözyaşı dökmeyi. Zaman zaman böyle bir düşüncenin gelmesi, normalde insanı etkilemez. İlişkiye daha motive olmasını sağlar ve yeni enerji verir. Ancak bu korkular güncel yaşantınızı zindana çevirmeye başlamış ise, eşinizle sık sık bu konularda münakaşa ediyorsanız, o yokken sürekli onu arama-sorma gereksinimi hissediyorsanız, geceleri ter içinde sıkıntı ile uyanıyorsanız ise, durum daha “ciddi” bir hal almış demektir.
Çocukluk dönemi de etkili
İnsan yaşamında aslında gerekli olan korku, artık bir rahatsızlığa dönüşmüştür. Hatta anksiyete denilen bozukluk haline gelmiş olabilir. Kişiliğinizdeki bu bozukluk, anne ve babanın yetiştirme tarzı ile ilgili olabilir.
Çocuklukta yaşamın tehlikeli olduğu, insanlara güvenmemek gerektiğini öğrenmiş olabilirsiniz. Böyle ailelerde çocuğun kendini serbestçe ifade edebilmesi de frenlenmiş olabilir ve korkular çözümlenemez. Daha ileri yaşlarda acılı olaylar yaşanmış olabilir ve bunların üstesinden gelinmemiş ise ilişkilerde benzer olaylar karşısında aynı güvensizlik tetiklenebilir.
Yersiz şüpheler…
Bu korkuların sürekliliğini sağlayan faktörlerin başında ise, korktuğunuz için benzeri olaylardan kaçmanız, cesur davranamamanız geliyor. Yani “eşim beni nasıl olsa bırakacak” diye düşünüp karamsar bir ruh haline girip adeta olayı beklemeye koyulmak gibi. Bu şartlar altında çoğu zaman da sonuçta eş hakikaten gidecektir.
Korkunuzu, şüphenizi sürekli düşünmek, sık sık tekrar etmek de bu rahatsızlığı inatçı hale sokan faktörlerden biri. Korku sonucu hareketsiz kalmak, konuşamamak, duyguları ifade edememek de bu ruh halini perçinliyor ve maalesef kalıcı hale sokuyor.
Özgüven eksikliği kişiyi ister istemez başka birine bağımlı kılabiliyor. “Onsuz ne yaparım?”, “Beni bırakıp giderse beni başka kimse sevmeyecektir, o da bıraktığına göre ben besbelli sevilmeye layık biri değilim!” gibi düşünceler birçok kadını maalesef yiyip bitiriyor.
Çözüme gitmelisiniz
Korku, bir duygu ve durup dururken ortaya çıkmıyor. Korkuyu biz algılama ve düşüncelerimizle ortaya çıkarıyoruz. Yani eşinizi kaybetme korkusu, sizin yarattığınız bir şey. Eşinize duyduğunuz şüphenin altında hakikaten elle tutulur bir sebep yatıyor da olabilir. Bunu keşfetseniz bile korkuya değil, çözüme gitmeniz gerekecektir. Sizin olan bir duygudan korkmayın.
Rahatlatıcı öneriler…
Bir türlü bu korkunun üstesinden gelemiyorsanız, aşağıdaki önerilere kulak vermenizde fayda var.
- En kısa zamanda bu bağımlılığı çözmeye kararlı olun ve yapılacaklar listesinde ilk başa ekleyin.
- Başkasının hayatını idare etmeyi, değiştirmeyi, bir an önce bırakıp, onun yerine kendinize odaklanın.
- Kendi problemlerinize, gereksinmelerinize bakın ve önemseyin.
- Kendi yaşamınızı zenginleştirin; kurs, hobi ve yeni gruplar edinin.
- Mutlaka spor yapmaya çalışın. Temiz havada 20 dakikalık bir yürüyüş hem ruh sağlığınızı geliştirecek hem de vücudunuzu sevmenizi, kendinizi beğenmenizi sağlayacaktır.
- Bir insana “yapışık” olmaktan vazgeçmek için inatla çaba gösterin. Varlığınızı kimseye bağlı kılmayın.
- Daha bencil olmaya çalışın.
- İçinizdeki yalnız kalmaktan korkan çocuk ile kontakt kurun. Ona ihtiyacı olan güvenceyi verin, ona mektup yazın, ona kulak verin. Onunla birlikte güçlü olun.
- Koruyucu (kurtarıcı veya kurban) zavallı rollerini oynamaktan artık vazgeçin.
- En önemlisi, söyleyin sevdiklerinize neyi istemediğinizi, beğenmediğinizi. Bunu yapmaktan korkuyorsanız, sadece deneyin bir kere. Başarı elde etmeye şans verin kendinize.
- Ve unutmayın, dünyada sizden bir tane daha yok. Kıymetinizi bilin.
0 yorum:
Yorum Gönder